
Rakamlar büyüdükçe insanın acısı küçülüyormuş babacım. Ama küçülen acımın yanı sıra bir yandan yenilenen ve gittikçe daha da büyüyen bir acım oldu. Çünkü ben artık büyümenin ötesine geçtim, çizginin diğer tarafındayım yani büyütme evresindeyim. Bir çocuk yapmak için beynimi hazırlıyorum bugünlerde, bazen enginle konuşuyoruz nasıl yaparız, nasıl büyütmeliyiz, kız çocuğu olursa diyorum “çok çeker benden” çünkü ben bu dünyanın her türlü insanını görmüş, olaylarını duymuş, onca kitap okuyan o psikopat annelerden olucam sanırım 🙁
Hemen araya giriyor sevdiceğim “baban gibi büyüt” senin gibi olsun diyor ve devam ediyor… Kendine has duruşu, güzel olan her şeye inadı, kendinden başka kimseye eyvallahı olmayan tavrı, her konudaki özgüveni aynı sen olsun. Sonra gülüşüyoruz birbirimize bakıyoruz çünkü ikimizde biliyoruz ki aslında bende sevmediği özelliklerde var. En önemlisi “eleştiri”. Ben hiç gelemiyorum eleştirilmeye, beni eleştirdiğin an bir kirpiye basmış gibi 5m geriye doğru sıçrıyorum. Sonra susuyoruz, dalıyoruz ben keşkelerime o acabalarına doğru sessizce dalıyoruz.
Canım babam sen gideli 3285 gün oldu bugün. Daha doğrusu sen yaklaşık 5 saat 10 dk sonra öleceksin!
Acaba yıllar önce gelip baban 15 saat sonra ölecek deselerdi o saatleri nasıl geçirirdim seninle diye soruyorum kendime. İnan bilmiyorum, ama galiba boynuna sarılır sürekli koklardım muhtemelen. Ya ben galiba geçmiş yaşamımda koku alma duyusu çok ön planda olan bir hayvandım. Ya da sevme duygum garip bir şekilde koklamakla bağdaşıyor. Belki siz beni bebekken ilk karşılaşmada koklamışsınızdır. 🙂
Şimdilerde koku ile sevme durumumu kocişle yaşıyorum, sigara içmesini istemesemde, bırakması için dua etsemde bazen elleri ile küçük bir çocuk gibi yüzümü yumuk yumuk sevdiğinde sigara kokan elleri o saniye seni getiriyor bana, o anlamıyor tabi ama ben kendi iç dünyamda seni kokluyorum izmaritli ellerde. Çünkü sana dair tanıdığım tek koku sigara dumanı.
Ama bak bu sene de yeni bir resim buldum sana dair 🙂 her zaman ki gibi çok yakışıklısın.
Sen gittikten sonra o kadar çok şey değişti inanamazsın. Artık kendi evimdeyim ara ara annemin “baban hayatta olsaydı senden çıkmazdı nuran, o sensiz duramazdı” dediği kendi evimdeyim. Sahi hayatta olsaydın gelirmiydin? Cansu ile hep aklımıza Yılmaz eniştemle Kenan eniştemi esir alışın geliyor 🙂 gülüşüyoruz acaba diyoruz hayatta olsaydın damatlara da yapar mıydın? Ama şimdiki damatlar pek nazlı baba dayanamazlardı muhtemel, eniştelerim seni çok seviyorlarmış belliki 🙂
Rüyamda seni gördüm güzeldin, iyiydin, aile dizimi yaptığımdan bu yana ilkkez gördüm yani yaklaşık 1 yıldır görmüyordum. Bana küçük bir böcek getirdin, maviler ve beyazlar içinde. Bakalım heyecanlı serüvenimiz sürüyor. Böyle işte, bu kadar, artık daha sessizim, sanırım daha kırgın ya da olgun.
Anneler gününde de, babalar gününde de hep eksiğiz canım babam.
Huzurla uyu beni unutma.
Ne Düşünüyorsunuz?