Evliliğinizde bu ya da o sebepten ötürü tehlike çanları çalmaya başladığını düşünüyorsanız bu önerilere kulak verin derim.
Evlilik hayatı, kendi içinde iyi ve kötü zamanları bulundururken; pandemi koşullarının uzaması ile birlikte bu durumdan oldukça etkilendi. Aile, iş hayatı gibi gündelik yaşamdaki tüm ilişkilerde olduğu gibi evlilik hayatında da inişler çıkışlar olması normaldir.
İşte tam olarak bu ve bunun gibi süreçlerde yaşanan koşullara rağmen evliliğini korumak ve güçlendirmek isteyenlere evlilik ve ilişki danışmanı Sevgi Keleş önerilerde bulundu.
Evlilik iki kişinin bir olma, bütün olma halidir. Çiftler, ben olmaktan biz olmaya doğru giden serüvende çeşitli deneyimler edinir, engellerle karşılaşır ve farklı birçok gündemde dinamikleri yakalamaya çalışır. Her ilişkide olduğu gibi evlilik de kendi içinde zamanla evrilmeye başlar. Evlenirken olan hisler, davranışlar zamanla boyut, renk değiştirebilir.
Çiftler gün bitiminde nasıl bir gün geçirdiklerine dair izlenimlerini, yorumlarını birbirlerine en az 20 dakika ayırarak anlatmalı, ifade etmeli, paylaşmalı. Bu süreyi eşler konuşma sırası kendilerine geldiğinde ne söyleyeceklerini düşünerek değil, eşlerini gerçekten anlamaya çalışarak, dinleyerek geçirmeli. Günü eşin gözünden yorumlamak ona kendisini anlaşılmış ve pozitif hissettirecektir.
Çiftler birlikte geçirecekleri zamanları planlamalı
İş yoğunluğu, günlük koşturmalar gibi çeşitli sebeplerle eşler birlikte geçirecekleri zamanları erteleyebiliyor veya hızlıca geçiştirebiliyorlar. Bu sebeple çiftlere birlikte geçirecekleri zamanları önceden planlamalarını ve görüşme süresini özenli, duyguları rahatça ifade etmeye yetecek şekilde belirlemelerini öneriyorum. Her görüşmede, ister yüz yüze olsun, ister telefon görüşmesi olsun mutlaka sonrasında sevgi sözcükleri bitirilmeli, çünkü bu davranış çiftler arasında ki duygusal bağın sağlam olmasına ve kendilerini değerli, sevgi dolu hissetmelerine yarar sağlayacaktır.
Temas olmadan evlilik olmaz!
Yapılan araştırmalar evliliğinde kriz yaşayan çiftlerin büyük bir çoğunluğunun temas sıklığının azalmış olduğunu gösteriyor. Eşimiz ile temas etmek tüm temsil sistemimizi aktive eder ve hem beden hem ruh olarak kendimizi bütünleşmiş hissederiz. Dokunmak her zaman ilişkileri besler. Bu temas sadece cinsellik olarak algılanmamalı, gündelik bir örnek olarak televizyon kumandasını elden ele verirken bile el ele tutuşulabilir, romantik anlar oluşturulabilir.
Hayatın her anında kriz yönetimi önemlidir ama en çok evlilikte kriz yönetimi…
Her ilişkide tartışma ve fikir ayrılıkları olur. Burada önemli olan kişilerin negatif durumlara karşı verdiği reaksiyonlardır. İletişim kazalarının birçoğu kişilerin kendilerini doğru ifade edememesiyle ilgilidir. Öfkelendiğimizde, strese girdiğimizde beden dilimiz, ses tonumuz değişiklik gösterir. Bu sebeple tartışma anında hemen cevap vermek yerine biraz zaman istemek, sakinleşmek ve doğru kelimeleri seçmek önemlidir. Çünkü kriz doğru yönetilemediğinde ve sinirlilik halinde istenmeyen sözler sarf edilebilir ve ilişkilerde geri dönüşü olmayan yollara giriş bileti alınmış olabilir.
Evlilik uzun bir yolculuktur
Evliliğe çeşitli tecrübelerin yaşandığı, inişlerin çıkışların olduğu uzun bir yolculuk olarak bakılabilir. Bu yolculuğu en konforlu hale getirenler ise birbirlerine karşı sevgi ve saygıyı kaybetmeyenlerdir. Karşılıklı yapılan küçük hatalara karşı hoş görülü olabilmek, ilişkileri birçok negatiften korur. Hayatın bir bölümünde örneğin hukuki bir süreç yönetirken bir avukattan destek alındığı gibi evlilik yaşantısı için de aile terapistleri, aile danışmanları ve evlilik danışmanlarından destek alınabilir.
Sevgi Keleş: “Evlendiğiniz an elinize bir bardak su aldığınızı düşünün ve her tartışma, her uzaklaşma, her negatifin bu suyu azalttığını unutmayın. Suyu daha çok çoğaltmak için formül ise anlamak, sevmek ve ilişkinin neşesini keşfetmektir.”
Ne Düşünüyorsunuz?